Biz farklı Dünyanın (İş) İnsanlarıyız ?

Kurumsal şirketlerin organizasyonları günümüz ihtiyaçlarını çözmekte kilitlendiğini düşünmeye başladım. Özellikle veri bazlı iş yapan departmanları düşündüğümde, birbirlerini anlamakta zorlandıklarını düşünüyorum.

En basitiyle başlarsak ilk başta Business ve IT diye iki temel kümemiz olsun. İlk başlarda bu iki kümenin çalışanları yetkinlik olarak birbirlerine çok uzaktı, Örneğin Business kümede çalışan birisi en temel IT terimlerini bile bilmiyordu. Bu anlamda IT tarafı da sıkıntı yaşamıyor değildi, yapılan işler business’ın istediği gibi olmuyor ve hayal güçlerinin sınırlarını zorlayan talepler ile IT çalışanlarının sinir krizi geçirmesine sebep oluyordu. Business ekipler en kısa sürede Facebook gibi kallavi taleplerle gelirken, IT de onlara http://akrepnalan.com/ sitesi gibi iş çıkarıyordu.

Bu konuda ilk yakınlaşma IT tarafından geldi. 2000 yıllarının başında Business Analyst ilan sayısı bir anda arttı. İşte tam bu 2 kümenin dilini anlamak için mezun yetiştiren, Endüstri ve İşletme Mühendisliği mezunları o yıllarda aranan eleman olmaya başladılar. Artık yeni kümemiz aşağıdaki gibi oldu.

Aradaki kesişimi Business Analyst iyi bir şekilde doldurmuş, hem business talepleri analiz edip ihtiyaç doğrultusunda olgunlaştırmış hem de developer’ın anlayacağı formatta işi aktarmaya başlamıştır. Tam bu noktada Business kümede çalışanlar, IT nin bu cevabını karşılıksız bırakmaz ve İş Geliştirme Departmanlarını kurarlar. İş perspektifinde kendi ürünlerini, hem müşteri hem de IT dilinde geliştirmesine yardımcı olurlar. Tabi bu duruma IT çalışanları da çok sevinir. Ürün geliştirme bakış açısıyla bu organizasyon çok iyi çalışıyordu, taa ki 2018’li yıllara kadar,. İşin içine VERİ BİLİMİ girince sanki organizasyonda başa döndük. Ürün geliştirmedeki benzer kaosları bu sefer Veri tarafında yaşamaya başladık.

Data Analyst, Data Scientist, Growth Analyst gibi hem business hem de IT kümesinin kesişiminde yer alan ekipler bu iki kümeden birisini seçmek zorunda kalıyor. Business kümede kalırsa veri tarafındaki gücünü kaybetmeye başlıyor, IT tarafına geçtiğinde veri tarafını bilse de iş bilgisi zayıf olduğundan çözüm üretemiyor, analizleri basit kalıyor. Bugün birçok kurumsal şirketin hem business hem de IT kümesinde veri analizi ve model yapan departmanlarını görüyoruz. Tabi şunu da eklemekte fayda var, online kurs ve bootcamplar ile Business kümede çalışanlar artık eskisi gibi IT tarafına çok uzak değiller, onlar da SQL, PYTHON, BI Araçlarını etkin bir şekilde kullanmaya başladılar.

Bu sefer yeni grafiğimiz yukarıdaki gibi olmaya başladı. İhtiyaçlar bu iki kümeyi birbirine daha fazla yakınlaştırdı. Hem ürün, hem veri tarafı bu iki kümenin birbirleriyle olan bağını güçlendirdi. Galiba organizasyonda singular forma doğru gidiyoruz. Tam aşağıdaki gibi olmasa da ileride IT ve Business gibi 2 olgun kümeden birbirine benzeyen yüzlerce küçük bebek kümeler görebiliriz.

Teknik ve akademik bir dille anlatmadım konuyu ama Veri Bilimi şirketlerin organizyonlarına pek uymadı, umarım organizasyonda kendisini daha güçlü bir dille ifade edebileceği bir yer bulur.

Kendinize İyi Bakın…

Genel kategorisine gönderildi

Corona Sonrası

Galiba corona bitti ya da biz onun farkında olduğumuz için mi vardı. 2020’li yılların kıyafet modası gibi artık kimsenin ilgisini çekmiyor mu ? Peki bugün savaşı konuşanlar, yarın konuşmaları bittiğinde savaş bitmiş mi olacak ? Yoksa izlemekten sıkılan insanlar, zevk vermediği için kafasını meşgul edecek yeni bir gündem mi bulacak ?

Bugün en çok 2 şeyi özledim. Birincisi farklı ülkeleri gezmeyi özledim… Sabahın ilk ışığında yollara düşmesini, o soğuk havayı içime çekip, ilk nefeste tüylerimin diken diken olmasını, şehrin merkezinde herkesin bildiği, ama sadece benim bilmediğim o sokak lezzetlerinin izini sürmesini, yabancı birisine adres sormasını, bize ait olmayan tarihi bir başkasının ağzından dinlemesini özledim. Bunun yaşattığı heyecanı özledim. Tahmin edersiniz ki böyle bir insanı eve kapatırsanız o da boş zamanlarında, dünyanın farklı noktalarından seyahatine devam eden bir gezginin amatör kamerasından eşlik ederek, kendi yolculuğuna devam eder. Arkadaşlıklar da böyle değil midir ? Ama yakın ama uzak birbirimizin hayatına misafir olmuyor muyuz ?

Özlem duyduğum 2. şey ise samimiyet. Bence bugünün asıl problemi bu olabilir… Mesela Youtuber’ların dili, içerikleri sanki aynı ailenin evladı gibi birbirlerine çok benzemiyor mu ? Sahte içerikler, sahte cümleler, mükemmel dostluklar, mükemmel lezzetler, birbirini taklit eden yolculuklar… Çok izlenen bir gezgin hangi diyarda ise; 10 gün sonra bir diğerini de benzer bir içerikle aynı ülkenin yollarına düşmüş görmüyor muyuz ?

O nedenle son zamanlarda 3-5K takipçisi olan gezginleri tercih ediyorum. Çünkü onlar sizinle konuşuyor, bir başkası olmaya çalışmıyor ve bunu sizin için değil, daha çok kendilerine bir anı kalsın diye yapıyorlar. Ben bu doğallığı ve samimiyeti özledim. Hem yaşadığım gerçek dünyada, hem de izlediğim sanal dünyada ….

Güzel bir müzikten kesitler

Kendinize iyi bakın.

Genel kategorisine gönderildi