Yolculuk ederken, arkadaşlar arası sohbet ederken, youtube da takılırken bazı konularda ince güzel düşüncelere kapılıyorum ama sonra unutuluyor gidiyor. Bugün en azından birkaçını yazmak istedim.
Güne müzikle başlayalım:
Let’s dive in the gutter,
Try to reach the sea.
Try to reach the sea,
In the gutter.
Let’s move to the living world.
Bu amatör klipte ilk defa Yann Tiersen yüzünü bu kadar net görebildim 😊
Kendi kendime yıllardır müziklerini dinlediğim Yann Tiersen’i yolda görsem tanımazmışım dedim 🙂 ama şundan eminim ki; bu müziği nerede duysam bu tınıyı, bu hissi bilirim.
Duyguların bence sınırı olmuyor. Onu ne kadar çok kelime ve farklı notalar ile anlatmaya çalışırsanız, sanki dinleyiciye vermek istediğiniz duygudan o kadar çok uzaklaştırıyorsunuz. Çünkü dinleyiciyi karmaşanın içine hapsedip, onu kısıtlıyorsunuz.
Yann Tiersen de sevdiğim en güzel şey bence müziğindeki sadeliktir. Notalar sanki aynı tekerlemenin içinde devam ediyor ve sadece müzikteki ritmin hızı değişiyor. O kadar yumuşak ki; kulağınızı tırmalamıyor, sadece kalbinize dokunuyor ve sizi yormuyor… Sözlerin içindeki gizemi çözemiyorsunuz belki ama rahatladığınızı hissediyorsunuz.
Çünkü biliyorum ki müziği hissediyorsunuz ve bence hissetmek zaten bilmektir…
Arabanın dikiz aynasından çıkardığım ders:
Sevdiğiniz bir şehre, kasabaya arabayla defalarca yolculuk etmiş olabilirsiniz ve hatta bir seferinde kaza da yapmış da olabilirsiniz. Ama sırf kaza yaptınız diye oraya gitmekten vazgeçer misiniz ? Vazgeçmezsiniz… Bence geçmişinizde yaşadığınız acı tecrübelere çok fazla takılmamanız gerekiyor, evet dersinizi alın, hatta acı çekmeniz gerekiyor ise acınızı da çekin. Ama hatırlayacağınız şey o acı olmasın. Dersi hatırlamaya çalışın. Acıyı hatırlayıp, acıyı kafaya takarsanız, geçmişe takılıp kalırsınız. Arabaların ön ve dikiz aynalarını hatırlayın. Arabaların ön camlarını, dikiz aynalarından daha büyük yapmalarının bir sebebi vardır. Sürekli arabanın dikiz aynasına bakarak ileriye gidebilir misin? Gidemezsin, sonunda mutlaka bir yere toslarsın. Önüne bak, arada sırada dikiz aynandan arkanı kontrol et, sonra oradan aldığın dersi hatırla ve sonunda tekrardan önüne bakmaya devam et. Ancak o zaman ileri gidebilirsin… Ancak o zaman, gitmeyi arzuladığın şehre, korkmadan, keyifle ulaşabilirsin…
Değineceğim başka bir konu daha vardı ama saat geç olmuş onu başka sefere anlatırız… 🙂
Kendinize iyi bakın.