Her ne kadar bir yerde çalışıyor da olsam, her ay üniversite yarışmalarını kovalayıp, katılıp kendimi tatmin ettiğim doğrudur. 🙂 Mart ayında katıldığım proje yarışması Admind…. Her yarışmanın sonucu ne olursa olsun bana bir şeyler katıyor. Genel de size sorarlar ne öğrendin. Bana sorarsanız ne öğrendin sorusu çok deterministik yaklaşımla sorulmuş bir soru. Böyle bir soruya 542 ATP enerji harcayıp, zaman serilerinde belli bir kaç istastistik test yapıp, bu işten kazancım haftalık 800 TL deyip bu kazandığım parayı da Nutella ya yatırıp kaybettiğim enerjiyi fazlasıyla geri kazandım demek isterim. Ama öğrendiğimiz şeylerin bazen böyle bir açıklaması olmayabiliyor. Tıpkı pazarlama üzerine bir proje geliştirmek gibi müşteri üzerindeki sosyal kazanımlarınızın sayısallaştırmaya çalışmak gibi….bunları açık bir şekilde sunmanız imkansızdır 🙂 Yani başka bir deyişle, proje çalışmalarınızın illaki size kazandırdıklarının sayısal yada makul anlatılabilir bir karşılığı olmak zorunda değil. Çünkü sosyal – manevi kazanımlarınız, proje yönetim becerilerinizin gelişmesi, insanlarla olan çatışmayı yönetebilme beceriniz, yeni arkadaşlıklar, sunum vs bunların hiç biri anlatılamaz…. Sadece deneyerek öğrenebileceğiniz, başarınızın %50 sini oluşturan sayısal olmayan ve sizi hayatta en tepeye çıkaran davranışsal taraflarınızdır. Bunun için katıldığım her proje de farklı farklı arkadaşlarla çalışmaya çalışıyorum. Admind da bunlardan birisi….
Admind İTÜ nün düzenlediği reklam ve pazarlama yarışmasıdır. 350-400 grubun yarıştığı , ilk 8’e kalıp haksız bir şekilde ilk 3 e giremediğimiz bir yarışmadır 🙂 (Lafımı esirgemem) Dur Kızma…. Mesele sorunu analiz edip Pazarlama üzerine bir çok teknik kullanıp problemi çözmekti. Ama şunu unutmuşum karşınızdaki eğer kurumsal iletişim departmanından bir jüri ise sizin önemle altını çizerek vurguladığınız konulara anlamsız bakışlar içinde baka kalıp soru sormaya bile aciz kalabilir. En azından Pazarlama öğretilerine hakim bir jüri üyesi beklerdim. Çünkü önemli sonuçların bize bir şeyler anlattığı kadar size de çok şey anlatmasını umardım. En basitinden….
Mesela: Casper dediğimizde aklınıza ilk ne geliyor diye sorduk?
Bilgisayar (+) | 52 | %46 |
Sevimli Hayalet (-) | 44 | %39 |
Kolay Bozulabilen (-) | 7 | %6,2 |
Güven (+) | 5 | %4,4 |
Diğerleri (-) | 4 | %3,5 |
Head&Shoulder dediğimiz de aklınıza ilk ne geliyor dedik ?
Şampuan (+) | 62 | %55 |
Kepek (+) | 24 | %21 |
Rahat Saç (+) | 13 | %11 |
Mehmet Günsur (+) | 9 | %8 |
David Bechkham (+) | 4 | %3,5 |
Head&Soulder ingilizce bir kelime olmasına rağmen kimse baş ve omuzlar dememiştir aksine insanların tamamı reklamın etkisinde oluşturulan algıya göre cevap vermiştir. Yani algılar beynimizin F5 bölgesinde duyusal nöronlarımızın ve sağ lobumuzun bizlere oynadığı oyunlar…. Oysa Casper marka algısı, hedef kitlesine göre olumsuz sonucu anket verilene göre de ispatlanmıştır. Sadece ürün odaklı pazarlama stratejisinin başarısız olacağı açıktır eğer ki dünyayı değiştirecek bir ürün değilse …. Üzgünüm Juri hanım, Kral Çıplak… Çok şey söylerdim 50 syf rapordan ama amacım ders vermek değil….
İleride size marka danışmanlığı vereceğim ama bu sefer fiş keserim….(Şaka Yapmıyorum)
Reklam – Kolaj Çalışmam:
Manevi kazanımlara devam 😉
Aç kal budala kal….