ROSS – CRM – İŞ FİKRİ – REKLAM
“Everything little little into the middle”
Bob ROSS…
Yazı yazarken kendimi Bob Ross gibi hissediyorum. Kim bu Bob diyenleri duyar gibiyim. TV de ilk gördüğümden beri hiç yaşlanmayan mükemmel doğa resimleri yapan ve Resim literatürine kendi ismiyle “Bob Ross” tarzını ekleyen, 1995 yılında vefat eden büyük Ressam. Bob’u bilenler bilir, çoğu kez de capslere de konu olmuştur ve eğer cennette de resim yapıyorsa eminim “şuraya mutlu bir ağaç yapalım nasıl olur” der gibime geliyor. Bazen onu izlerken, Bob resmin içine edecen… Ross yapma desen de Ross seni dinlemez, yapar ama akabinde şahane bir resim olur. Neden Bob derseniz, İşte bloguma yazı yazarken de böyle düşünceler ve hisler içinde yazıyorum. Çünkü yazarken mutlu olduğumu hissediyorum. Böyle insanım işte, ne zaman nerede kimi eleştireceğim, kimi göğe çıkaracağım bunu kimseye sormam Sadece beni anlatan yeni düşüncelerle yazarım. Seninleyiz Ross. 😉
CRM mi yoksa Sadakat Yönetimi mi?
“Ölçemediğiniz hiçbir şeyi yönetemezsiniz.”
Firmalar artık dünyada fiyat ve ürün üzerinden rekabet etmiyor. Yarış, müşteri etrafında yoğunlaşmış durumda. Bundan dolayı da artık bütün şirketler müşteri merkezli olmak zorunda kalmıştır. Bu da CRM uygulamalarına harcanan bütçeleri büyütmeye devam edeceğini gösteriyor. Sosyal medya ve müşterilerin kendi inisiyatifleriyle paylaştıkları bilgiler en önemli kaynaklar olacağı gibi büyüme de eminim buradan gelecektir.
Son yılların pazarlama adına favori terimlerinden “CRM”…
Elbette CRM de her yeni çıkan kavram gibi farklı evrelerden geçti. Ama o kadar hızlı gelişti ki gözden kaçan bazı noktaların olduğunu düşünüyorum. Bu açıkları da gelişen Analitik Pazarlama ve Sadakat Yönetimi departmanları çözecektir. Artan rekabet ve yüksek taklit edilebilirlik nedeniyle aynı segmentteki çoğu firma çareyi Pazarlama departmanlarından bekliyor.Bu nedenle de şirketler, müşteri ihtiyaçlarını analiz edip rakibinden daha hızlıca doğru sadakat programları uygulamaya çalışıyor. Ama günümüzde yürütülen kampanyalarda dikkat edilmesi bazı konular var. Sadakat programı altında Satış odaklılıktan vazgeçip kazanılabilecek potansiyel müşteriyi kızdırmamak gerekir. Mesela, bir bankada sıra alıp bekliyorsunuz, sizden çok çok sonra gelen bir kişi o bankanın müşterisi olduğundan sizin hemen önünüze geçiyor. Evet müşteri sadakati vs harika ama bankada ayağına kadar gelen misafir yani potansiyel müşteri olan benim. O nedenle bende bırakacağı intiba elbette çok kötü olacaktır. O nedenle bir projenin sadece kazancına değil kaybının da hesaplanması gerekir. ( Ben Pazarlamacılarda gördüğüm bu olaya “Finansal Körlük ” Diyorum )
CRM için Shell Kart, Money Club, Turuncu Kart, Miles&Smile gibi hangi yaş ve cinsiyetteki müşterinin ne aldığını açık adresine kadar gösteren ve bu bilgiler sayesinde size göre fırsatlar sunmasını sağlayan bir uygulamadır. (Ben aslında, zaten flört ettiğiniz ilişkinizin adını koyup Evlilik Cüzdanıyla süslemenize benzetiyorum) 🙂 . Ama cebimiz son zamanlarda parayla değil de kartla dolduğu da kesin…. Artık Mobile Kart’a dönmemiz gerekiyor. İlla ki kart olacaksa işi ehline teslim etmekte fayda var ( Araştırma şirketleri Nielsen, GFK…), tek bir kartla havuza üye olan şirketlerin her mağazasında geçsin. Ama önceliğim mobile kart üzerinedir. Tabi bu sistemi omnichannel pazarlama anlayışı ile süslemek gerekir. Bu konuya verebileceğim en güzel örnek ise: E-bebek… Şirket koşullu indirim yapıyor yani ürünü internetten seçeceksin (mobile kart burada devreye girebilir) ama en yakın mağazayı seçip oradan alacaksın. Bu şekilde yeni açılan mağazalarının da satış konusunda desteklemiş oluyorsunuz. Güzel bir strateji doğrusu 🙂 Umarım LC Waikiki de bu bahsettiğim konular üzerine çalışıyordur.
Yeni Bir İş Fikri!
Bence çok yakın bir zamanda, Özel Güvenlikler gibi Kapıcılık hizmeti veren şirketler kurulacak. Hatta bu işi Özel güvenlik hizmeti veren kuruluşlar üstlenecek. Görev tanımları açık, gerektiğinde kapıcıların iş güvenliği ve sağlığı konusunda haklarını koruyacak, bunun yanında çeşitli spesifik görevlerle de (apartmana göre değişen) maaşı değişen Profesyonel kapıcılık hizmeti olacak. Kapıcılara, gerekli eğitimler verildikten sonra büyük inşaat şirketlerinin, TOKİ’nin ve Belediyelerin yaptığı konut projelerine de ihale usulü bu hizmetlerin sunulacağını düşünüyorum.
(Olmaz demeyin, www.eniyihekim.com bundan 5 sene önce bu fikre sıcak bakmayan arkadaşlarım, bu gün bu sistemi kullanıyor 🙂 )
Bu arada;
Bu yazıyı yazarken izlediğim bir reklama da değinmek istiyorum.
Reklam, Coca Turka’nın Amerikan Macerasını anlatan efsane reklam filminden etkilenmiş, biraz da ilginç bira reklamlarına benzemiş (Carlsberg bkz.)
Bence Coca Cola gibi bazı pazarlama trick’leri ve espri katılabilirdi diye düşünüyorum. Mesela Reklamın finalinde Gazoz içtikten sonra Türk insanı nasıl geğiriyorsa Kraliçenin de Türkler gibi kibarca geğirdemesi hem reklama espri katacak hem de viral etkisi yaratacaktır. İkinci olarak Gazozun bir eğlence yerinde biranın yerini neden almasın. Bunu için de erkeksi ve cesaret veren reklamlarda işe yarayacaktır. Yani Gazozun yaşını büyütün Vesselam….
Evet …
“Gerçek Hayat, sürtünmesiz ortamlara benzemez. (NŞA) Normal Şartlar Altındaki Tecrübeyle Sabit ;)”