Kış Uykusu !

 Uzak kaldım uzun zamandır ama kendimce içime sakladığım nedenlerim vardı ona sayın 19052209bu sefer…Gündemi fazlasıyla meşgul eden bir konu. Eğitime darbe mi yoksa Eğitimde devrim mi ? İktidar ve Cemaatlerin hesaplaşması beni zerre kadar ilgilendirmiyor açıkçası…. Konumuz eğitim ve eğitimde devrimin nasıl olacağını sizlere anlatmak istiyorum….

     Bundan 1000 yıl geçmişe gidelim yunan bilginlerine kadar gidelim mesela. Fizik, gökbilimi, felsefe, biyoloji gibi bilimlerin temellerinin atıldığı şimdiki gibi Akıllı tahtaların, laptobun olmadığı o döneme… Özgürce düşünmenin suç olmadığı, Bakanlıkca onaylanmış resmi ders kitabının olmadığı, Eflatun Aristotales, Sokrates gibi birbirinden çokkhan-international-logo değerli filozofların yetiştiği  o döneme gidelim…

Önce Sokrates’den dinledik bilimi ve devleti, sonra da öğrencilerinden öğrendik biyolojiyi ve felsefeyi….  Peki ne değişti o zamandan bu zamana yöntem olarak… Neydi Platon’u Eflatun yapan, Aristotales’i Aristo yapan şey… Yeteneklerini keşfedecek ve gelişimlerine yardımcı olacak bir akıl hocalarının olması değilmiydi… (Sokrates gibi….) Yani beyinlerimizdeki gerçek devrimi yapan idealist hocalarımız gibi….

Düşünce Özgürlüğü…

     Önce tüm özgürlüğümüzü bizden çaldılar, sonra da sadaka diye geri verdiklerinden  ötürü minnettar kalmaya hepimize inandırdılar… Önümüze getirdikleri tek tip insan yetiştiren ders kitaplarıyla da bizi kendilerine benzettiler

Eğitimde Lale Devri Dönemi ….     

       Yeteneklerini geçte olsa üniversite sıralarında keşfeden bir nesil olarak…  Evet eğitimde modernleşiyoruz fakat sadece modernleşiyoruz tıpkı Osmanlı devletinin Lale devrinde yaptığı yenilikler kadar kökten olmayan günü kurtaran yenilikler gibi…

        Okul sıralarında bazen kişisel bazen de öğretmenlerin yetersiz kalmasından ötürü dersten uzak kalan öğrencinin dershane yolunun kapanmasını doğru bulmuyorum. Ama dershaneler kaldırılmasın da demiyorum. Sadece  meselenin siyasi rant ve hesaplaşma olduğunu ısrarla idrak edememiş olmam gerekir ki inadına katledilen bir neslin ve ülkenin geleceğini düşünüyorum !!

          Asıl akıl hocaları, genç öğretmenlerimizin başına atanmalıdır. Onları ne kadar iyi eğitir onları ne kadar devletin kokuşmuş vizyonundan kurtarırsak işte o zaman geleceğimiz kurtulur.

          3 ay yatan, kendisini geliştirmeyen hocalarımızın eline düşen neslin yeni kurtuluşunu akıllı tahtalarda ve laptoplarda arayacağı kesin !!

Devrime giden yol…

       Öğretmenlerin etüt sistemine adapte edilmesi,  3 aylık sürede konu açıklarının kapatılıp, merkezi sınav sistemiyle sınav edilip kontrol edilmesi, öğrencilere uygulanan çan sisteminin bu seferde öğretmenlere uygulanması benim tek ümidim….

       Asıl Devrim, değerli öğretmenlerimizin beyninde vücut bulup; sonra öğrencilerin kalbinde hayat bulmasıyla başlar….

Bahar yakın…

Diri bedenleriniz, ölü beyinlerinizle

Bir gün, Siyasi adaletin de evrimleşip

Mağarasından çıkıp,

Bu sefer insanca davranması

temennisiyle…

😉

Kral Çıplak

Ülkenin birinde giyimine düşkün, kendini beğenmiş bir kral varmış. kendini çok akıllı sanan kral, giyim kuşamdan başka bir şey düşünmezmiş.

Günlerden bir gün komşu ülkenin kralı kendisini ziyaret etmek istediğini bildirmiş. elbette ki, bizim kral çıplak (2)kralın ilk aklına gelen yine ne giyeceği olmuş. hemen adamlarını çağırtmış.

– “Tüm dünyaya haber gönderin” demiş. “öyle bir elbise istiyorum ki, dünyada bir eşi daha olmasın. bana böyle bir elbise dikecek terziyi zengin edeceğim. misafirlerimi karşılarken bu elbiseyi giyeceğim.”

Kısa bir süre sonra, haber her yana yayılmış. en iyi terziler, ellerindeki kumaşlarla, saraya gelmişler. hepsi yapacaklarını krala anlatıyormuş. ama kral anlatılanlardan hiç birini beğenmiyor;

-“Çok daha güzel olmalı!” diye bağırıp duruyormuş.

Sonunda çok genç bir terzi çıkmış kralın karşısına.

-“Sen ne getirdin bakalım” diye sormuş kral. terzinin genç ve tecrübesiz duruşu kralın umudunu iyice kırmış.

-“Benim getirdiğim çok özel sevgili kralım” demiş genç terzi. “size öyle bir kumaş dokuyup, öyle bir elbise dikeceğim ki, sizden önce kimse böyle bir elbiseyi giymemiş olacak.”

Okumaya devam et

Yalınayaklar Hareketi

Bir Yalınayaklar Hareketinden Öğrenilenler

 

Hindistan’ın Rajasthan bölgesinde bulunan sıra dışı bir okul çoğu okuma yazma bilmeyen köylü kadın ve erkekleri kendi köylerinin güneş enerjisi mühendisleri, sanatkarları, diş hekimleri ve doktorları olmak üzere yetiştiriyor. Yalınayaklar Koleji adlı okulun kurucusu Bunker Roy okulun nasıl işlediğini anlatıyor.